Viva La Mia

Fotoğrafım
"Second to the right, and straight on till morning.", Kadıköy / İstanbul, Türkiye

28 Şubat 2011 Pazartesi

Love means us!


Love



Love is you.
Love is me.
Love is something you can't see.
Love is nice.
Love is sweet.
Love will sweep you off your feet.
Love is soft.
Love is best.
You can feel love in your chest.
Love is great.
Love is kind.
Love is always on my mind.
Love is special.
Love you chearish.
My love for you will never parish.




Yakında bir ismin olacak sevgilim..

Sana isim veremiyorum kollarında kaparken gözlerimi o tanıdık geceye, yatağını sağ duvara dayamışsın ama yorgan aynı, o tanıdık koku hala yatakta, 
Yabancı bir huzur var tenimde
Neden delirmiyorum bütün ilk günlerim gibi
Neyine güveniyorum ben yine
Embermoon
Simoné
Dean
Bütün bu eski isimlerin,
Hiç biri sana ait değiller gibi
Gözlerinin yeşiline bakamıyorum okşarken sarıya çalan saçlarının yumuşaklığını, 
Uykumda bir öpücük konduruyorsun 
Bir huzur var içimde
Hadi Fransa'ya
Kuzenlerinle alem yapmaya
Sen olursan yapmam ki
Hahahahaa
Bense sokuluyorum göğsüne
İlk kez seviyorum bir sevgilinin göbeğini
Bende seviyorum diyorsun
Bir motor alsam tam olur
Hahahaaa
Alsam kesin ölürüm diyorsun
Alma o zaman 
Sende alsan ölürsün ki
Evet bence de
Sende alma o zaman
Söz
Belki de bu huzuru veren tek şey dürüstlüğün
Benzerliği bana kendi potlarını yakaladığında ki utanışının
Ah daha önce sözler vermiştik
Ne sözler vermiştik ben gitmeden
Haklısın gittiğime kızmakta
Sen gittin sanmıştım
Masalımda olduğunu bile bilmezlerdi
O kadar önemsediğimi görmemişlerdi ki
Önemsediğini bilemezdim ki
Söylememiştin o geceye dek
Belki de iyi oldu be yakışıklım
Baksana ne kadar büyüdük
Zamanımız yeni geliyor belki de
Bilgisayar masan aynı, koltuğun yeri de öyle ama televizyon değişmiş
Sen hem aynısın hemde değişmiş
Ben unutmuşum herşeyi sense hatırlıyorsun dün gibi
Civcil kedi olmuş
Bense Mavi'n
Üzerimdeki formanda mavi
Ojelerim bile
Gömleğinde öyle
Özleminde..

26 Şubat 2011 Cumartesi

Eski bir defterdin
Tozlanmış kapanmış
Dudaklarıma kondun
Aynı masalı yazdın geri
Gitmemiştim ki dedin
Herkez beni başkasıyla sandı
Ve yine yanında oluşumu görmediler
Kaderim dedim dört telli sevgililerim
Durduk baktık birbirimize
Büyüdük
Dört yılın sonunda nasılda büyüdük
Çok güldüm nasıl inandılar Marvoldo ile oluşuma
Biz onla asla olmadık ve olamayız 
Ben bunu tekrarlardım yıllardır


Simoné Simoné
Sadece sarıl bana ve bırak izleyeyim seni yine
Bırak konuşsunlar arkamızdan konuşanlar
Sadece Simoné
Şimdi sadece susuyorum
Ama sen duyuyorsun seni seviyorum dediğimi



Akşam Cem Adrian konseri Bronxta
Çileğimin ve benim şarkı seçimlerimiz
Ve böyle bir kader olamaz
Sadece dedim ki Aretté'den bana gelsin

Sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine… Yine…
Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine…Yine…
Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine… Yine…
Ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine… Yine…
Sözler hep yalan! Yeminleri unut!
Bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine… Yüzüme…
Şarkılar yalan! Duyduklarını unut!
Bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine… Yine!
Kestim! Akıttım! Damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları! Olmadı!
Sildim! Çıkardım! Yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları! Olmadı!
Kustum! Tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları! Olmadı!
Söktün! Defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı! Olmadı!
Bana ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın çocuk!
Niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın çocuk!
Göremiyorum, duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
Anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
İnanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
Bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
Ne yağmur, ne kar, ne yüzüme vuran rüzgar, canımı yakan acıtan sonbahar, daha dinmedi çocuk!
Seni silmedi çocuk!
ALEV ALEV YANAN KİRPİKLERİNDEN SAÇILAN KIVILCIMLARINLA BAŞLAYAN
BU YANGIN DAHA SÖNMEDİ ÇOCUK!
Sönemedi çocuk!
Bu viran şehirde, bu viran hikaye henüz bitmedi! Bitmedi bitmedi bitmedi çocuk! Bitemedi çocuk!
Bu aciz şarkılar, bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk! Dönmedin çocuk!
Bana ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın çocuk!
Bunu niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın… NİYE YAPTIN ÇOCUK.



Bugün günlerden hiç. Benim adım yok. Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek.
Savruluyor rüzgarda yaprak gibi kalbim, uzaklarda bir yerde. Kalbim kayıp.
Karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.
Sadece sesler duyuyorum. Ayak sesleri uzaklardan.
Susuyorum. Sessizlik keskin. Bekliyorum. Beklemek keskin.
Burdan gitmem gerek. Her şeyi unutmam gerek.
Acımıyor bileklerim. Acımıyor hiç! Acımıyor ellerim, avuçlarım. Acıtmıyor hiçbir şey.
Acımıyor tenim, dokunduğun yerler.
Acımıyor artık kalbim. Kalbim.
Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.
Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü.
Sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.
Sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.
Hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.
Ne bir isim var duvarlarında, ne de okunabilen bir cümle.
Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.
Öyle beyaz ve öyle, öyle maviydi ki. Öyle güzeldi ki ve öyle, öyle masum ama.
Öyle yanlış öyle, öyle yanlış ki ve öyle ve öyle çocuk.
Kalbim. Tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak,
UYUMAK İSTİYORUM.

Bu Şarkıyı Aretté bana söylemişti
...
O gece "şimdi gel yada hiç gelme"
Dedikten sonra
...
Güldük sonra
Sonra doldu gözlerimiz ve yere çöktük
Karşımda gri-deri tek kişilik koltuğun
Ve ben kanepede uyanıyorum
Yüzümü okşuyor ve küpelerimi çıkartıyorsun
Ve bana telefonda "bana ne yaptın" diyorsun


Sonra kaşındık ya 
Bu da bana Z'den gelsin dedim

Sus sessiz ol çocukşarkı henüz bitmedi
Kalbine hakim ol çocuk, umut daha tükenmedi
Yürü yolları çocuk, yollar henüz bitmedi
İnan, sakin ol çocuk, TANRI seni terketmedi

Bir masal biter, sessizlik başlar
Kalbini okşar uyutursun uyutursun
Gözlerin dolar avuçların terler
Bir yalan söyler avutursun avunursun
Yerle bir olmuş bu yıkık dökük şehre
Bir şarkı söyler susturursun susturursun
Acıya acıya acıta acıta
Kendini acıya dolaya dolaya
Bir kalbi kanata kanata UNUTURSUN UNUTURSUN

Gökyüzünde batarken güneş yeryüzünde sessizliğin
Ateşe aşık yanarken sen UNUTURSUN UNUTURSUN
Bir masalda ölürken kahraman
Bir şehir düşerken içinde
İzlerken gözyaşlarınla UNUTURSUN UNUTURSUN
Bir yalan devrilirken önünde
Maskesi düşerken mucizelerin
Korkmadan koşarak katilin üstüne UNUTURSUN UNUTURSUN
Düştüğün o çukurun dibinde silkinerek tozdan topraktan
Sanki hiç olmamış gibi UNUTURSUN UNUTURSUN

Bir masal biter, sessizlik başlar
Kalbini okşar uyutursun uyutursun
Gözlerin dolar avuçların terler
Bir yalan söyler avutursun avunursun
Yerle bir olmuş bu yıkık dökük şehre
Bir şarkı söyler susturursun susturursun
Acıya acıya acıta acıta
Kendini acıya dolaya dolaya
Bir kalbi kanata kanata UNUTURSUN UNUTURSUN.. 
Sanki Hiç Olmamış Gibi
...


Ve dedik ki bir daha hiç bir şarkıyı seçmiyoruz







25 Şubat 2011 Cuma

Bir masalın son mısrası

parmakların bizim masalımızı başkalarına yazacak, bir iki kutuyu doldurmuş yazılarım kendilerini çöpte bulacaklar, sen masalında sabit nokta kalacaksın, elf kraliçesi unutulacak, anlatacaksın hikayeni, hikayenle ilanı aşk edeceksin yeni cinsel birleşmelere, terleyen iki beden, gri tek kişilik deri koltuk, camın buğusuna yazılan aşk hakaretleri, biteceği belli bir uçuruma yazılan yeminler, sonsuzluğa, sonsuza dek, yaşamım yaşamlarınız için, sırıtacaksın parmaklarımı takip ederken yazılarımda, özledim zannedeceksin, seni konuşuyorum sanacaksın, asla anlamayacaksın demek istediklerinin saatimin, Simon'ı göreceksin yanımda, küfredeceksin, çürüsün, yılları koynunda geçiren kadın göremeyeceksin, ölmüş diyeceksin, görmek istemeyecesin gözünün önünde olanı. şimdi git istediğin küfrü et salya sümük ağlarken başka tenlerde, aşağıla anılarını ve nefret et ki unutabil acını. saygını kendine sakla, siktir git ağla.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Kral, kraliçesinin kalbinin donduğuna inanmış ve maskesini geri takmış. Çok uzak bir ülkeye doğru yola çıkmış. Oysa kraliçe geceye ağlıyormuş. Bambaşkaymış içinde bir yalnızlıkla. Mermer tahtını bırakmış ve mağarasına sığınmış. Kralı gelip alsın onu isterken kral da yanına yerleşmiş, kraliçe kovmuş onu mağaradan, kral pes edip gitmiş. Yaşlı cadıların dolduruşlarına gelmiş ama akıllı nasiyatları duymamış. Birazcık çabayla kraliçe tahtına dönermiş oysa. İlk günki kelebekler hala kanat çırparmış kralı ona doğru yürüdükçe. Bitenin ne olduğunu bilememiş hiç. Sonra bir gece çok geç olmuş, kral çok uzaklardaymış artık, kızıl yağmurlar düşmüyormuş şehre ama mağaradan akan su kan kırmızıymış. Kraliçe yarım kaldığını hissediyormuş. Bebeklerini doğurmuş geceye, haykırmış, ben hala aynı kadınım, diye. Sonra bir bakmış dışarısı yıkılıyor. Geriye hiç birşey kalmayana dek depremler oluyor ve o hala iyi geceler masalları yazıyor. İnancının son kırıntısını rahmine gömmüş, olgunlaştığında doğar belki diye inzivaya çekilmiş. Dudaklarından son bir fısıltı dökülmüş, son kez iyi geceler, demiş. Aynaya üflemiş, cam buğulanmış, iyi geceler yazmış..

22 Şubat 2011 Salı

Bana söylemişler, ama neyi
Evet evet bana söylemiştin
Zaten üç yılda insanlar tamamen susamaz
Neler neler söylemiştin
Gerçekleşen tek kehanetin gidişim
Bunun yaratıcısı da ben değilim ki
Haa birde değişmişim
Salakmışım
Haa haha
Fark etmediğin kafesten çıktığım
Başkaları istiyor diye başkası olmayı bırakışım
Ego için beni altın kafese kapayanlardan kaçışım
Evet Asylum ölmüş
Maison gelmiş yerine
Marvoldo'su, Jerulié'u, Leith'i var
Bazen ben de söylediklerimi hatırlıyorum
Hatta iki gün önce dediklerimi
Söylemiştim dememe bile gerek yok
Haklıymışım
Görüyorum
Kadehim boş kalmıyor
Birde nefes çekiyorum
Hadi sana Şerefe!
Hahahahaa
Lil' Ramona
Lil' Clementine
Lil' Blue!


Voulez-vous coucher avec moi (ce soir)?

9 Şubat 2011 Çarşamba

Çıplak

Deliliğe atılan yavaş ve sakin adımlar
Hayır kendimden bahsetmiyorum
Adım sesleri duyuluyor sadece
Bir akıl hastasının ağzından yazabilmek
Düşlerini düşleyebilmek için deli olmak mı gerekli
Hayır kendimden bahsetmiyorum
Sadece gece rüyalarım çok gerçek bazı bazı
Uyanıkken içimde ağlayan bi çocuk duyuyorum
Ağlamak istediğimde
Ağlayamıyorum
Soğuk ve katı bazı şeyler
Hayır, hayır kendimden bahsetmiyorum
Ama duvarlar çekilmiş
Ortalarında çırılçıplak hissediyorum
O kadar çok ki ağırlığı
Sırtımı dayadığım sabit noktalar dahi çöküyor
Hayır,
Hayır kendimden bahsetmiyorum
Uykuya uyanıyorum
Kabuslara
Sürekli uyumak ne kadarda tatlı oysa
Ve geçeceğini bilmek zamanın
Hız treni gibi bir lunaparkta ki
Elma şekeri için dökülen onca gözyaşında olduğu gibi
Uyanık kalmaya zorluyor beni
Hayır kendimden bahsetmiyorum

8 Şubat 2011 Salı

İçimdeki çocuğu hatırlar mısın

İçimdeki çocuğun öldüğü günü hatırlar mısın
Günlerce nasıl uyuduğumu
Karnımda ellerim uyanmanın acısını
En çok istediğin şeyi kaybetmek nasıldır
Hani gerçekten, uğrunda ölürüm, dediğini
Sen acı çekerken beni de acıtmak isterdin
Beni benden iyi tanırdın
İyi de başardın
Bense canım yansada sevdiklerimi korudum hep


İçimdeki çocuğun geri gelmeyeceğini anladığım geceyi hatırlar mısın
Ağlayamazdım yanında sık sık
Döner sırtımı hıçkırıklarımı saklardım yatağın altına
Dalga geçerdin yakaladığında
Alay ederdin
Küçümserdin her damlamı
İçimde bir kız çocuğu saklardım bense
Seni korumak için öldürdüm onu
Yoksa sırtlardım herşeyi be
Herşeyi göze alırdım ben


Uyanamıştım
Vücudum kapatmıştı kendini
İstememiştim uyanmak
Gerçek olamazdı
Oradayken o, hissetmiştim


Artık konuş istediğin kadar
Yaralanacak yerim kalmadı
Saldırabileceğin nokta kalmadı
Acımasız olabileceğin son noktaydı


İçimdeki çocuğu hatırlar mısın
Onu senden iyi tanıyan bir kişi vardı
Herşeye göğüs gerdi o
Hala herşeyi sırtlardı isteseydim
Sana bensemem biraz sığınırdım ona 
Yalnız kalmak istemesem şımartılırdım kolay kolay


Kızıyorum kendime
Sana kızmıyorum ama
Herşeyi sırtlardım be
Yeterki kalsaydı o kız bende
Bense öldürdüm içimdeki çocuğu
Ve sen beni son kez yaralayabildin!
Yukarılarda bir yerde güneş doğmuş
Saklanmışım ardına küçük bir çocuk gibi
Tutup elinden çekiştirmişim sen
Seni kendime saklamak istemişim
Seni yazmışım
Seni çizmişim
Unutmuşum kim olduğumu
Yerimi fazla yüksekte görmüşüm
Güneşi görebileceğimi sanmışım
Açık tek bir nokta bırakmışım
Hiç ummadığım bir anda vurmuşsun
Ben unutmuşum orayı
Sen zaman kollamışsın
Tam huzur bulmuşum
Kelimeler akarken susturmuşsun..

Jerulié..

Şimdi konuş benimle bir dost olarak
Bencil olma sıramı devrettim sana
Duygusal olma sıramı devrettim sana
Bir duvar olarak buradayım
Daya sırtını ve kurban eşimi görme kendimi
Birimizin kurtulma şansı varsa eğer
Bu yol doğru olmalı
Yada birlikte ağlayacağız sonunda
Sadece sus
Dik kadehini ve 
Ve sadece sarhoş ol
Sadece kendin ol mantığını bana bırakıp
Bırak kendini ve düş
Yakalayacağıma güven sadece
Evet belki de yaptığım salaklık
Onlar beklememişti
Susmamışlardı
Gel
Git
İki gün
Karar ver
Yat
Kalk
Gitme
Kendi kararımı verip denediğimde sen beklemedin mi
Sıra bende
Unut bu cümlemi okuduğun anda
Beklerim
Sen beklemedin mi
Kollarına alıp beni teselli etmedin mi
Çıkarın yokken kendini feda etmedin mi
Bencil ol
Keşken kalmasın
Düş
Sadece güven yakalayacağıma


(*z'ye değil)
nedendir cevap verme ihtiyacı
bu üzerine alınış
ben kaçıyorum
hayatımdan çıkartıyorum adını
insanlar gelip fısıldıyor
hala seni konuşuyor diyorlar
yazdığım yazılar artık sen değilsin oysa
kelimelerim Jerulié'a
düşemeyen gözyaşları sana değil
ona
hiç bir zaman değerini yitirmeyecekken sen gözümde
neden bu düşmanlık ihtiyacı
artık uyuyabiliyorum
yemek yiyebiliyorum
sana sakince cevap verebiliyorum
parmaklarımın numaranı tuşlayıp silme devinimi bitti
ve sandığım gibi sevişmiyorum yabancılarla
tutunduğum şey saniyelik aşklar değil
bir dostum var
bir kızılım
yıllarca bana kötülediğin balık kızı
tanıdığım en iyi kızlardan
bir aşkım var
benden de yorgun
iyileşeceğimiz birlikte
birde eski dostum var
yatağımı paylaşmış olan
evimi paylaşmış
hayatımı
ruhumu
bedenimi
masalımı..
ya git yada hep istediğini söylediğin gibi dost kal
tek isteğim var
kötüyü hatırlama
değiştiğimi de düşünme
tek isteğim var
iyi kal




---


(cevabım önce "korkular kabusa" sonra bu)

sesin yırtılışı (gibi)

korkular yalanların orta yerinden fırlıyor ve kokuşmuş kabuslarının ırzına geçiyor
sürüklenmeye devam edeceksin ateşe verdiğin şehrin çürük tahtaları arasında
ve üzerine yıkılacak o narin ellerinle boyadığın tablolar 
içten içe ölü

zaman kavramının içerisine hapsoluyor iltihaplı beynin
erken ya da hızlı değil, kusurlu ve hatalıydı seni korumasını beklediklerin
yürüdüğün yollarda ve uyuduğun yataklarda kan lekeleri birikiyor
sen beklentilerini inkar ettikçe ölü bebeğinin kahakahaları rahmini tokatlıyor  

arkada kalan harabe zamanın yollarını izlemişti
olacakları bildiği halde girdi kapıdan içeri unutulmuş eskiler
yaşlı ve unutulmuş tahtından kalkmadan önce geceyi giymiş olan,
yolun bittiği noktaya hüzünle gülümsedi

sen kimsin ki kendi çocuğunu kurban edebildin lokinin tapınağında?
önüne geçilemeyecek olan kemiklerini ve etini sarmalıyor
yorgun ve yaşlı derin saklayamıyor kişiliğindeki kara deliği
sesin toprak tarafından emiliyor varoluşun silinirken

asla öğrenemedin iki karşılıklı spiralin üzerine oturtulduğunu günlerin
herşey basit bir denge oyunundan ibaretti akik kum saatinin içerisinde
inanma, herşeye inan ama zamanın durabileceğine inanma
göz yaşlarının yere düşememesi zamansızlıktan değil..

tekrar otur masana ve diz tarot kartlarını
gün asla ikinci şansı taşımayacak düzlemler arasında
ve çürürken sen herşeyin önceden tasarlandığı geçmişin yargılayıcı bakışlarıyla
tuhaf uzak zamanlar öldürecek ölümü bile...

5 Şubat 2011 Cumartesi












*ben çizmedim, karakalem seçince yanlış anlaşılmaktan korkuyorum hep

Sessizliğin Gürültüsü Gibi

Korkular kabusa dönüşüyor
Ben sürükleniyorum yine
Bu tablonun arkasında ne var bilemiyorum
Çürük bir tahta belki de
Yıkılmaya doğru her an
İçten içe ölü


Sorunu anlat bana
Acelemiz olmadığını bildiğin gibi
Kaybetmeyeceğine de emin ol
Fazla hızlı değildik
Erkendik sadece
Tanışmamız erteledi kendini
Korudu bizi kendimizden
Aynı masada oturduk görmeden birbirimizi
Belki de bir ay sonra, onun yatağını özleyeceğim demedik asla
Tahmin bile edemezdim, edemedik


Sonra bir akşam üstü sevgilime ilk kez direttim 
Arkadaşlarımın yanına gidelim, dedim
İşimiz vardı, ertelendi
Gidelim, dedim sadece
Olacakları bilemeden kabul etti


Ok yaydan çıkınca bir kere
Biz kimdik ki durdurabilelim
Yorgun ve yaşlı
Bıkkın ve bitkin iki el tutuştu
Dudaklar sevişti sessizliğimizde
Susmadık o geceden sonra


Ben hiç kuralına göre oynamadım
Bana bu şekilde öğretilmedi 
İyileştirmeyi de bilemedim
Zamanı durdurmuştum bir kere
Ertelemeyi bildim
Bittiğinde başlangıç noktasında kaldığımızı gördüm
Bir masalımız vardı
Orada yaşanmıştı meğerse herşey


Bazen elimizden gelmiyordur
Halimiz kalmamıştır mücadeleye, umuda
Bir parça eksiktir ama teşhis konamaz
Ne yaparsan yap 
Savrulursun sadece
Söylenirsin kendine


Soğuk suyu açıyorum
Giriyorum altına sessizce
Kendi kendime konuşuyorum
Mumlarım yakılmış
Ben ağlayamıyorum ki artık


Annesi yeni ölmüş bir kız çocuğu tutuyor elimi
Bir hikaye başlıyor dilimden dökülmeye
Susuyorum
Hikayede ki kadın annesi
Sonra kız büyüyor
Arkadaşı küfrediyor şakalaşırken
Sövülen annesi
Ağzından çıkınca anlıyor
Susuyor, bembeyaz oluyor


Bu bir denge oyunu değil aslında ama korkuyorum
İp üzerinde zar zor yürüyen iki beden
Ağ yok
İkinci şans yok
Düşeceğiz, diye bağırmak neyi kolaylaştırır ki


Sonra oturuyorum masama
Başına dönmeye
Tekrar okumaya 
Üşeneceğimi bildiğim bir şiir yazıyorum
İçin içinde okuma istiyorum ya neyse
Çıplak hissediyorum
Ama susmuyorum
Daha da uzatmaya gerek yok diyene dek sevişiyorum



Bir Teklif Bin Israr


Girsem mi koynuna
Kollarımı dayayıp boynuna
Kokuna karışsam
İster miydin bedenimin sıcaklığıyla ısınmak
Ayakayağa tutuşmak
Sonracığı saçlarımın yüzünü gıdıklamasını
Rüyana girsem kabul edermisin beni
Kalbine sokulsam usul usul
Gecen olurum belkide
Sonracığım sabahın
Gündüzün
Ömrün
Kıvrılır uyurum ayak uyuna
Veyahut kalbinin bir köşesine
Dudağının bir kıvrımına
Burnunun ucuna belki de
Çok yer tutmam zaten
Üzülürsen gözyaşın olurum
Burnuna takılırım kayarken çillerinden aşağıya
Gıdıklarım
Saçlarım karışır nefesine
Parmak uçlarım şarkı söyler ellerine



Loved Ones