Tophane

Tophanede uyandım
Tenimi öpen dudaklarında kalmış acımsı tadım
Saçlarıma sinmiş kokun
Parmak uçlarında soğumuş terim
Gözlerimde yansıman

Sesim titremeden veda edebilmişim sana
Senin bir daha öpememe düşüncesini unutmuş
İçten bir veda edebilmişim
Taptazeyken kavuşmak dudaklarımda

Tophanede uyandık
Gururumuz iki sokak arkada
Kokum uçalı çok olmuş
Bira ve şarap tadı damağımızda
Adımlarımız hep ayrı iki yöne gitmiş
Biz biraz daha uyumuşuz

Dudaklarım titremeden yolcu edebilmişim seni
Daha sevmeyi yeni hatırlarken
Seni unutmayı da öğrenmişim

Tophaneye varmamıza az kala
Senin gözün mor
Dudağından benim yerime kan damlaları süzülürken
Bende birazı boş şişeler
Ellerimi tutmuşsun
Çiçekleri unutup
Karanfillere uzanmışız

Gözlerim dolmadan son kez öpmüşüm seni
Arkamı dönene dek hiç bir şey düşünmemiş
Ama giderken arkandan bakamamışım

Tophaneyi unutmuşuz
Başka aşıkları gördükçe
Ellerimi hatırlamışsın belkide
Belki şişeleri ellerimdeki

Karanfilleri unutmuşuz
Daha sen yola çıkarken
Şarap kalmış biraz
Biraz da kan hafızamızda

Güzel sözcükleri unutmuşuz
Söylenenleri de
Söylenecekleri de

Veda sözcükleri kalmış dudakların silinirken dudaklarımdan
Son öpücüğün hüznü silmiş ilkin heyecanını
Terden ıslanan tenimiz bir kez üşüyünce birleşmiş
Son kez
Bir kez
Çaktırmadan kokunu içime çekmişim

Hatırlayana dek çoktan gitmişsin

Koi

Lipstruction

A sparrow with clothes from the city

"Kaybolum sandım gidersen."

Bir elveda, ufacık, naif
İki aşığın arasında küçük bir "antlaşma".

antlaşma, karşılıklı olarak bir konuda ortak hareket etmeye ant içmek, 
yemin etmek.

Son bir öpücük, ama önce yanaklardan,
Farkına varmadan son kez kokusunu içine çekmek
Suçlu yok, masum yok
Arkasına bakmadan gitmek, bu kez sevgiden
Yirmidört saat önceden bilinen bir ayrılık
Son vedaya dek dolmayan gözler.

Sadidas